26 Kasım 2009 Perşembe

Alıntı*


-"En çok hayran olduğum insanlar, iyi konuşabilen insanlardı. Şimdiyse iyi konuşan ve fakat susabilen insanlara hayranım."
Yapı Kredi'nin kurucusu Kazım Taşkent
_"Hızlı okuma kursu sayesinde Svaş ve Barış'ı 20 dakikada okudum. Olay Rusya'da cereyan ediyor."
Woody Allen
-"Rozetsiz insanlar olmalı, kendi renkleriyle tanınan."
Salih Turan
-"Her şiir, okuru için
Define haritasıdır;
Define sandığından
Kendi cesedi çıkar."
küçükİskender
-"Kadınların aptal olduğunu inkar etmiyorum; Tanrı onları erkeklerle eşit olmak üzere yarattı."
George Eliot nam yazar Mary Ann Evans
-"Yazmak yaşanmayan hayattan bir çeşit intikam almaktır."
Orhan Pamuk
-"Özgürlük heykelinden bile daha özgürüm. Çünkü onun bile gözden kaçan bir kaidesi var."
küçükİskender
-"Öyle bir yerin düşünü gördüm ki: İnsanlar, sabah uyandıklarında hayatta olduklarını farkedip, günaydın demeden önce birbirlerini öpüyorlardı."
küçükİskender
-"Hiçbir söz gördüklerimizin tamamını anlatmaya yetmez."
J. Berger
-"Kendime çarpsam düşerim."
Duygu Sevimli

21 Kasım 2009 Cumartesi

Velvet Goldmine


yazmak bu aralar günümün modası değil sanırım, ki moda insanın kendine yakışanı giymesiyse bu durum makbulüm. çok konuşmak ve dinlemek bünyemde dejenerasyona ulaştı. kelimelerimi bu kadar hoyratça kullanmak beni en çok "ayna" karşısında tüketiyor. kendime "susuyorum". içsesimi bir yerlerde unuttum, küsmüş konuşmuyor artık benle. odamda sessiz çığlıkların tırnak izleri, her sabah biri siliniyor, gündüzden geceye akıyor. çünkü ben artık geceleri uyuyorum!

AlakayaMaydonoz:Velvet Goldmine, you stroke me like the rain
Snake it, take it, panther princess you must stay
Velvet Goldmine, naked on your chain
I'll be your king volcano right for you again and again
My Velvet Goldmine

16 Kasım 2009 Pazartesi

Yaşasın Kötülük!


Aaa... Bayram değil enişte
Aaa... Öptürmeyeceğim oh işte.

Siz hiç barış olmasın diyen duydunuz mu?
Sevgiden söz etmeyeni buldunuz mu?
Bu kelimeler ne güzel, ne tatlı şeyler,
Siz kalben dezenfekte oldunuz mu?

Yemezler, yemezler, ona öyle demezler,
Daha bu bir şey değil, bunlar iyi günler
Bal gibide yürür lafla peynir gemisi,
Yürümeyeni öpe öpe yürütürler.

Ağzıma acı biber sürün benim,
Sürmezseniz daha söylerim;
Çatlarım söylemezsem,
Vakitsiz ölürüm.

Tersini söylersek belki de olur yüzü,
Biz dağıtmazsak dağıtacaklar sürümüzü
Dizildik sıra sıra, uygun adım bölük bölük
Sıkıldık iyilikten yaşasın kötülük.

Aaa... Bayram değil en işte
Aaa...Öptürmeyeceğim oh işte.

Siz kendi içinizi hiç temizlediniz mi?
Sizde sizden kaç tane var, izlediniz mi?
Korunmatik, savunmatik birer makineyiz,
Siz makinenin ruhuyla yüzleştiniz mi?

Peace Studies dersinde Mustafa Aydın'ın dersle ilgili notlarında bir dipnota baktım ki ne göreyim, bu şarkıdan bir alıntı! ilk kıtayı alıp olduğu gibi yazmış. nedense içimde Barış Çalışmalarına olan bi sevgi kabardı! Her zaman böyle eğlenceli midir? olsun!

11 Kasım 2009 Çarşamba

YouMaySay I Am A Dreamer,But I AmNotTheOnlyOne!


iki sesimiz olmalı şimdi.
biri aşka açılmalı,biri dövüşe.
biri uzaklardan bir kadını çağırır gibi,değmediğin bir tenin ısısını hisseder gibi usul olmalı,özlemle kısılmalı,umutla fısıldamalı.
anlatmalı.
hayata ve aşka dair konuşmalı,hem şaşkın çocuk gözleri gibi saf olmalı hem yosma akşamlar gibi edepsizliklere doğru karamalı.
öyle bir ses olmalı ki,duyan yaşamak ve sevişmek için titremeli.
iki ses gerek bize şimdi.
biri bir gece baskınında ovulu uyandırır gibi, çıplak kılıçların üstüne çırılçıplak yürür gibi gür olmalı,yiğitçe yükselmeli,öfkeyle tütmeli.
haykırmalı.
ölüme ve kavgaya dair konuşmalı.
'hayır' diye dikilmeli,'despotlara karşıyım,doğarken de karşıydım ölürken de karşı olacağım,tanklarınızı ve toplarınızı istemiyorum,darbelerinize baş eğmeyeceğim,siz korkuttukça korkumu daha derinlere gömeceğim.'
üniformalarıyla ya da cüppeleriyle gelip silahlarını gösterdiklerinde,öyle bir ses olmalı ki,gülümsemeli,bir sırtlan sürüsü gördüğünde gülümseyen bir aslan gibi gülümsemeli.
öyle bir ses olmalı ki kükremeli.
baş kaldırmalı.
'eğilin' diyenlere,'esas siz eğilin'diye cevap vermeli.
hep bir sabaha karşı,alacakaranlığın içinden iri gölgeleriyle gelenleri,gene gelmek istediklerinde öyle bir ses olmalı ki, içinden çıktıkları karanlığa geri göndermeli.öyle bir ses olmalı ki,korkanları,çocuğunu okşar gibi okşayıp korkma demeli.
malraux'nun o muhteşem pasajını okumalı.
çan kay şek'in orduları yakaladıkları solcuları,bütün insafsızlıklarıyla lokomotif kazanlarına diri diri atarak yakarken,yanındaki arkadaşına,cebinden çıkarttığı siyanür hapını uzatıp'sen bunu yut,sen dayanamazsın'diyen delikanlıyı anlatmalı.
'yanmaktansa korkunuz,ben size cebimdeki siyanür hapını veririm'demeli.
güç karşısında eğilip bükülen,yalanlar söyleyen,yaltaklanan bütün o alçakların inadına,öyle bir ses olmalı ki 'olmaz' diye yükselmeli.
hep birlikte'olmaz'derseniz,gerçekten de olmaz,bir ses bunu söylemeli.
öyle bir ses olmalı ki,korkanlar,ne zaman ellerini bir kadın bacağına uzatsalar,'sen bir korkaksın' diyen o sesi duymalı.
öyle bir ses olmalı ki, korkuyla çekilen,susan kadınlar,ne zaman dudaklarına bir erkek dudağı uzansa,'sen erkeğini ve çocuğunun geleceğini sattın'diyen o sesle irkilmeli.
şimdi bize iki ses gerekli.
biri yılda bir kez açan bir kar çiçeği gibi her gece aynı heyecanla açmalı,derin bir yara gibi soyunmalı,rüzgarda kırılan bir mum alevi gibi kırılmalı.
biri kale kapıları gibi kapanmalı,en ağır zırhlılarını kuşanmalı,fırtınalarda bile sarsılmamalı.
bizim iki sesimiz olmalı.
biri aşka açılmalı,biri dövüşe.
biri sere serpe bir sevişmeye çağırmalı,biri börkünün kenarı kürklü bir savaşçı gibi bir savaş çığlığı atmalı.kendisine kazdırılan mezarının başında kurşuna dizilen Lorca'yla onu kurşuna dizdiren General Franco arasında yapmak zorunda kalacağımız bir seçimde,kimi seçeceğimizi soran bir ses olmalı biri.
Beatrice'in güzelliğini anlatmak için Dante'den ödünç alınan bir ses olmalı diğeri.
hayata ve dövüşe açmalıyız kapılarımızı.geliyorlar çünkü.
kapılarımızı kapamaya geliyorlar.kendi hayatımızı bize zindan yapmaya geliyorlar.
mekkareleri,mehterleri,dalkavuklarıyla geliyorlar.sizi ezmek,sizi bir korkak,bir kalleş,bir sefil.bir satılmış,bir alçak yapmak için geliyorlar.
kirli bir kum gibi akıp gidecek geleceğiniz elinizden.
seviştiğinizde,ezilmiş üzüm salkımları gibi sevişecek,sokaklara çıktığınızda,lekeli çarşaflar gibi dolaşacaksınız.
size Lorca'yı tekrar öldürtecekler,Nazım'ı bir daha öldürtecekler,Ahmet Arif'i bir daha öldürtecekler.
cellat yamakları gibi koparılmış kelleler taşıyacaksınız ellerinizde.
bir mezbaha gibi kan kokacaksınız.
geliyorlar çünkü.
iki sesimiz olmalı şimdi.
biri sümbül kokmalı,biri çelik gibi ışımalı.
biri kırlara açılmalı,biri burçlara tırmanmalı.
biri hayatı alabildiğince kucaklamalı,biri yaşayabilmek için gerekirse ölümü göze alabilmeli.
biri cilveyle sokulmalı sevdiğine,istekli bir ten gibi sevdayla yakamozlanmalı.
biri,gemi direği gibi dik olmalı,öfkeyle yanmalı.
zor günlerde bizim iki sesimiz olmalı.
ve zor günler bu günler.
sesi çıkması gereken birçok insanın sesini kaybettiği günler.
korkakların,kendi korkularını bulaşıcı bir hastalık gibi yaymak istedikleri günler.
alçakların,hayatın karanlığından kendilerine bir kese altın kapmak için karanlığın tellallığını yaptıkları günler.
bizim iki sesimiz olmalı şimdi.biri aşka açılmalı,biri dövüşe.
biri şefkatle çağırmalı insanları aydınlığa,biri karanlığı isteyenlere karşı çıkıp isyanla haykırmalı.biri,gazap üzümlerindeki kadın gibi süt dolu memeleriyle aç bir adamı emzirmeli,biri,umut romanındaki çılgın cumhuriyetçiler gibi,sokağın başını tutan faşistlerin topunun üstüne,bir kamyona binip canlı bir el bombası gibi bindirmeli.
biri hayatın güzelliğini anlatmalı,biri hayatı yaşayabilmek için dövüşmek gerektiğini söylemeli.
sevinçlerden hiç vazgeçmemeli biri.
şarkılarını,şiirlerini söylemeli.
bütün şairleri,hayatın o gül kokulu damarlarını,tek tek dolaşmalı.
çiçekçilerin önünde uzun uzun çiçeklere bakmalı.
sabahın seherinde,vakti saçlarından yakalayıp günü dudaklarından öpmeli.
çocukların başlarını okşamalı,gençlere gülümsemeli.
dostları hatırlamalı.
hiç vazgeçmemeli.
diğeri herşeyden vazgeçmeye hazır olmalı.
öfkesiyle beslemeli kendini.
hayatları için hayattan vazgeçenlerin hayatlarını okumalı.çocuklarının geleceğini kendine emanet olduğunu bilmeli.
silahlara gözlerini dikip kirpiklerini bile oynatmadan bakmalı.
lokomotif kazanlarına atılmadan önce dostlara verilecek bir adet siyanür hapını iç cebinde saklamalı.
isyanın türkülerini dolaştırmalı dilinde.
bizim iki sesimiz olmalı bu zor günlerde.
biri sevdiğine 'evet' diye fısıldamalı,biri despotlara 'hayır' diye naralanmalı.
zor günler bunlar.
korkakların sesini kaybettiği günler.
bizim iki sesimiz olmalı.
biri aşka açılmalı,biri dövüşe.
AhmetAltan

6 Kasım 2009 Cuma

ElaGözlerimTeninizinEnDerinlerineGitti


şu şiirleri okudukça "sevme yeti"mden şüpheye düşüyorum!
okudukça şu şiirleri "sevme"ye daha bir inanıyorum!
şiirleri okudukça şu "sevme", bütün karaparçalarında yürürlüğe giriyor!

"anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçler dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen"

Ahmet Telli
(1946)

Dinle_Zülfü Livaneli/Nefesin Nefesime

4 Kasım 2009 Çarşamba

Aforizmalar


*"Herhangi bir kitabın 69. sayfasını aç ve oku. O sayfayı benimsersen kitabı al."
Marshall Mcluhan
*Çocuklar kimliklerini bulmak için okumazlar. Suçluluk duygusundan kurtulmak, isyankarlığa susamışlıklarını bastırmak ve yanlızlıktan kurtulmak için okumazlar. çocuklar, bir kitap can sıkıcıysa, utanmadan ve korkmadan esnerler. Sevdikleri yazarın insanlıı kurtarmasını beklemezler. Genç oldukları için yazarın bunu beceremeyeceğini bilirler. Ancak yetişkinlerin böyle çocuksu hayalleri bulunur."
Isaac Bashevis Singer
*"Türk Genci: Birinci kata çıkmak için, yedinci kattaki asansörü zemine çağırıp bekleyen kişi.
Enis Batur
*"Yıl 1727: İbrahim Müteferrika matbaayı kurdu.
Yıl 2005: Kitabın ne işe yaradığı bulunamadı."
küçük İskender
*"Vatandaş, Yere Tükürene/ Yasak Dinlemeyene/ Herkesin Rahatını Bozana/ Saygısızlıkların Her Türlüsüne Aldırmazlık Etme-Saygısızlıkla Savaş Derneği"
"Ev Kadını, Reçel ve Şurup Hazırla."
80. yılında Cumhuriyet'i Afişleyen Adam-İhap Hulusi
*"Anılar eksik yaşamların izdüşümleridir."
Güven Turan
*"-Prensip: Uygar insanın yamyamıdır.
-Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır. Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır.
-Sürüden ayrlan koyunu kurt kapar. Ayrılmayanı da keserler."
Özdemir Asaf/ Yuvarlağın Köşelerinden
*"-İki bahar arasında tutulmuş bir dilektir yaz.
-Hayatınızın bir hayal ürünü olduğunu daima iddia edin.
-Seni son defa uyarıyorum kainat! Bana benden başka yanlış yapma sakın!"
küçük İskender
*"-Çirkin olmayan kadın güzel değildir.
-Aile yaşamı, özel yaşama bir tecavüzdür.
-Bu kadar çok okumamaya, bunca zamanı nereden buluyorum?
-Sansür görevlsinin anladığı taşlamalar haklı olarak yasaklanıyor."
Karl Kraus