27 Aralık 2010 Pazartesi

Yazsana.


Duyuların en yoğunlaştığı bölge ise parmaklarımız; bir saç telini ayırt edebilecek hassasiyete sahip. Yani Kant boşuna, "El, ileri uzanmış bir beyindir." demiyor. Ve Emrah Serbes'in yazar olduğunu öğrenen memur bey boşuna onun parmaklarını kastedmiyor. Sözün özü, bakmayın yüreğinde, ruhunda dalağında falan fırtınalar kopanlara... Acıyı parmak uçlarında hissetmeyen kişiden yazar olmuyor.
Dinle-Angus and Julia Stone/Draw Your Swords

24 Aralık 2010 Cuma

OnandOnandOn....


Yani bu gece için bütün söylemek istediğim, bu şarkı. Bir de ben bugün hayatımdaki en büyük gemiye bindim. Kaybolmadım ama. Çünkü "her zamanki gibi" yalnızdım. Ben yalnızken hiçbir şey merak edilesi olmuyor. Ama şarkılar en iyi yalnızken gidiyor. Off ne biçim de gidiyor..
http://fizy.com/#s/1m2yij

21 Aralık 2010 Salı

Anlıyoruluyorum.


Doğada hiçbir hayvan bir başka hayvana güzel olduğu için tapmaz. Uzaklara bakabilmek uğruna iki ayağı üzerinde doğrulan insanoğlu, kendi gerçeği önünde diz çökmeye mahkumdur.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Önce Sev Sonra Doğur Beni


hepimiz ölmeye seviyoruz. bazılarımızsa sevmeyi beceremediği gibi ölmeyi de beceremiyor. oysaki ölmek kavuşmakla ilişkili. kendi gerçeğine kavuşmak. gerçek ilişkiye kavuşmak.

-bana öyle bakma. ben deli değilim. anlayamadıklarını saçmalık diyerek es geçemezsin. ama anlamak zorunda da değilsin. sığ kalmak her zaman bir tercihtir.

zaptediliyorsam, zincirlerimi delilikten örmüşlerdir. deliliğimi harflere gömmüşlerdir. kanrevan içindeyken ellerimin hala beyaz kalması, yazmanın doğurganlığından. ben asıl, azad edildiğimde boğulurum.
dinle_Björk/So Broken