23 Aralık 2014 Salı

2014'ün En İyi Kitapları

2014 yılında okuyup da, unutamadığım, içime işleyen, beni benden alan, sevdiğim herkesin yakasına yapışıp "oku da oku" diye ısrar ettiğim kitapları yazmak istedim. 2014 yılında 25 kitap okumuşum, ama içlerinden beşini "en ama en" olarak seçtim. İşte 2014'ün enleri:

1. ŞİBUMİ

Şibumi 27 yıllık ömrümün en nadide keşiflerinden biri oldu. Bu güne kadar nasıl oldu da hakkında hiçbir şey duymadım ve okumadım diye çok hayıflandım okuyup bitirdikten sonra. Ruhani alemlerden, ekstrem sporlara geçiş yapan, politik konulara kafadan giren, sekse bile kıyıdan köşeden de olsa uğramadan geçmeyen bu kitabı okumanızı AŞIRI tavsiye ediyorum. Bizim kurumda sevdiğim herkes okudu, hatta sevdiklerimin sevdikleri de okudu. O kadar diyim.

2. BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK

Şeyy tamam artık vurmayın. Bu kadar kült üstü kült, fenomen oğlu fenomen kitabı 2014'lere kadar bekletmem benim hatam, sonunda okumuş olmam da Kitap Ağacının büyüklüğü olsun. Şibumi de, Bülbülü Öldürmek de onlar sayesinde okuduğum kitaplar oldu. I love Kitap Ağacı

3. BELKİ BİR GÜN UÇARIZ

Delirmek isteyen ama bir türlü deliremeyen bir genç kızın kendi acıklı öyküsünü kıkır kıkır kıkırdayarak yazdığı bu ilk kitabını elimden düşürmemecesine bir solukta okudum. Aylin Balboa, blogunu sürekli takip ettiğim bir fenomendi zaten. Kitabından beklediğimi fazlasıyla aldım diyebilirim. 2014 yılının benim için en büyük sürprizi oldu bu kitap.

4. BİR SÜRE YERE PARALEL GİTTİKTEN SONRA




Barış Bıçakçı bir gün okuyacağım kitapları biterse ve ben Barış Bıçakçı okumak istediğim bir gün okumadığım hiçbir kitabı kalmamışsa naparım diye diye okumaya kıyamadığım bir yazar. Hangi eserini diğerinden üstün tutacağımı bilemediğim, çünkü beni her yeni cümlesinde şaşırtan, beğenmelere sevmelere okumalara doyamadığım kitapların yazarı Barış Bıçakçı. Bu kitabını kendimle savaşarak okudum. İçimden hep " yaa kızım azıcık bırak elinden biraz da sonraya kalsın. Hemen bitirme, bitince üzüleceksin." dediğim halde, bir oturuşta okudum. Ardından içimde tarifi imkansız bir sancı kaldı. Hikaye kalbimi kızgın demirle dağladı. Ardından uzun bir süre yere paralel gittim.

5. FAKAT MÜZEYYEN BU DERİN BİR TUTKU



Bu yazıyı yazmaya dün akşam başlamıştım. 5. sıraya Alice Munro'nun Arkadaşlık, Aşk, Flört, Nefret, Evlilik kitabını koyacaktım. Eve geç bir saatte vardığımda Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku bana karşıdan çok tutkulu baktı ve okudum, bitirdim. Uykum kaçtı. Kitapla ilgili hissimden bahsedemeyeceğim çünkü tarif edemiyorum. Şimdi burada 5. sırada yer alıyor. Ama aslında ben onu "Hayatın her yanını kaplayan, okuyanı ayrı bir evrene götürüp orada sarıp sarmalayan. Kendisinden başka şey düşünmesine müsaade etmeyen." bir klasmanda değerlendirmeyi yeğlerdim. Aylak Adam vari bir baş karakter, dilin raconunu öyle iyi kesiyor öyle iyi. Şarkı söyler gibi okunuyor, duramıyorsunuz. Çarpıyor insanı, hafif dertli çakır keyif yapıyor. Sayesinde sabahı zor ettim. Siz siz olun, kitabı okuyup üzerine yatmayın. Uyutmuyor.

Bu sene böyle. 2015'te bakalım neler. Ne yok artık'lar, ne yuh hala mı okumadınlar, ne neeee kitabı mı çıkmışlar lar lar lar. Eksin olmasın.