13 Nisan 2015 Pazartesi

Deli Teyze


 
 
Bir kelimeden ötesi boşluk zannederdim, yetişkin olma sancısına toslamadan önce. Yani demem o ki, yaş grafiğinin, kelimelerin aslından ziyade imasına, ironisine, kinayesine daha çok biad edildiği kısmında ikamet ediyorum vücuden. Aklen ve ruhen o taraklarda hiç bezim yok. Herkesle ayrı düşmenin dayanılmaz kafa karışıklığında yalpalıyorum. Bir çoğu vardır böyle, neyse ki bir ikisiyle yollarımız bir yerlerde kesişti. Yoksa insanın saçını başını yolup, dağa yerleşmemesi işten değil.
 
Toplum diyorum, toplum çok mekanik, çok aynı ve çok acımasız. Topluma kayıtsız kalmak içinde bulunduğum yaş skalasında daha da imkansız. Eskiden teyzelerin "amaan yaa deli o" deyip arkasından atıp tuttuğu "deli teyzelerden" biri oldum zannımca. Kalabalıklarda sımsıkı suskun kalışım da bundandır herhalde. Dönüşüyorum da, neye dönüştüğümü hiç bilmiyorum. Umarım geriye tanıyıp bildiğim, severek üzerimde taşıdığım kısımlarımdan bir miktar kalır. Yoksa bu ömür nasıl geçer. İnsan kendini sevmeye sevmeye nereye kadar gider?
 
Sanırım, yaşıtlarımın çocukları büyüdüğünde ebeveynleri benimle görüştürmeyecek. "Deli Teyze" çocuklarının aklına deli fikirler sokmasın diye. Böyle böyle soyumuz kurur belki. Kimbilir.