14 Ekim 2011 Cuma

Kitapsızlık Cinayettir.


Okusaydık böyle olmazdı. Her gün haberlerde, kadınların en yakınları tarafından onlarca yabancı göz önünde katledilişinin haberini almazdık. Annelerin çocuklarının önünde babaları tarafından kesilmelerinin, vurulmalarının, infaz edilmelerinin korkunçluğuna tanık olmazdık. Bir kadının ellerini anlatan bir sayfa okumuş olsaydık, bugüne kadar bir kere bile olsa, bunları yapamazdık. Güçlünün zayıfın sırtına çıkarak yükseldiği bu boktan hayatta, bari annelere bir şey olmasaydı. Ben bu kültürün NAMUS tanımının ta amına koyayım.
Kılını bile kıpırdatmayan bu devletle, kadınlığından utanmayan Fatma Şahin'le, erkekliği bilek gücü sanan bu cehaletle aynı ülkede olmaktan utanç duyuyorum. Kadına şiddeti geçtik biz. Bu konuda öyle profesyonelliştik ki, artık kadın cinayetlerine aşina oluyoruz ve hatta "boşanmış" ve "hayatta" bir kadın gördüğümüzde şaşırıyoruz. Yaşama hakkını sonuna kadar savunabilmiş bir savaşçı sanıyoruz onu. İmrenerek bakıyoruz. Halbuki Virginia Wolf'un "Kendine Ait Oda"sını okusaydık, gerçek savaşçılığın ne olduğunu bilirdik. Dengemiz değişmezdi, tanık olduklarımız dağarcığımızı allak bullak etmezdi. Hayatta kalmanın doğuştan kazanılmış bir hak olduğunu unutamazdık.
Kahroluyorum. Babası tarafından annesi öldürülen o çocukları düşündükçe kahroluyorum. Bir kedinin bile annesi yoksa "Kesin annesi ölmüştür, bir araba altında ezilmiştir." diye düşünürken, insanın ailesine yapabildiklerini gördükçe kahroluyorum. O çocukları bu anılardan koparıp alabilecek kitaplarla kapılarına dayanmak istiyorum. Şiddeti ruhlarından söküp atmak istiyorum.
Gülümsemekten vazgeçmeyen kız çocukları, merhameti ruhlarına sindirmiş erkek çocukları olsunlar istiyorum. İnsanlıklarını unutmasınlar, cehaletle yanıp yakmasınlar istiyorum.

"Kadınların gülümsemediği bir şehrin erkekleri cesur olamaz." M. Menteş

1 Ekim 2011 Cumartesi

It hurts so good.


acıtırken gülümseten bir aşk bu. Nolur beni acımaktan mahrum bırakma. Zararımız bol, ziyanımız eksik olsun.