14 Nisan 2011 Perşembe

Babbling


fringe izliyorum, gözlerim fal taşı gibi açık. 2. sezonun ortasında hala şaşırıyor olmama şaşırıyorum. ama en çok başına gelmeyen halt kalmayan Olivia Dunham'ın hiç regl olmamasına, saçlarının hiç yağlanmamasına, bir kere bile olsun çığlık atmamış olmasına şaşırıyorum. sonra birden sıkılıyorum. sanki bir yerde bişeylerin bana ihtiyacı varmış gibi hissediyorum. geç kalmış gibi hissediyorum. duruyorum öyle. bir yerlerde, sürekli bir şeylere yetişmeye çalışan sevgilim geliyor aklıma. canım sıkıldığında daha çok aklıma geliyor şimdi yalan yok. o da hiç yan çizmesin, bir yerlere yetişmeye çalışırken elbette beni düşünmüyor. zaten beni düşünüyorsa durmasını tercih ederim. dururken düşünsün. düşünsene durmanın fiil olduğu bir dilde yazıyorum. durmaktan bahsederken yazıyorum. kafam karışıyor. durmak sanırım hiçbir zaman tek başına değil. durmak başka bir fiilin habercisi.

ölüm marşı mesela? herkes aynı anda durmasa ne etkileyiciliği olurdu ki? şey en iyisi ben duriyim.

Hiç yorum yok: