10 Nisan 2012 Salı

"veren el alır, gülün hatrı kalır..."

öyle bir şey söylemek istiyorum ki şimdi, tek bir cümleyle aydınlansın gece. ben belki de hiçbir ölüme bu kadar içerlememiştim. bu kadar sessizce yaşamamıştım hiçbir kaybı. öyle alelade söylediler ki öldüğünü, bir başkasından bahsediyorlar sandım. gittim ekrana baktım. iki gün öncesinde bakınca içimi huzurla kaplayan o  yüz vardı. kor düşüyor diyorlar ya. saplandı kaldı.
ortaokuldaydım sanırım yada lisenin ilk sınıfı. kendi paramla ilk kasedimi almıştım. sezen aksu-deliveren. sarı odaları duymuştum radyoda. ilk aşkı hala sırtımda yaşıyorum o zamanlar. o da çok seviyordu o şarkıyı. o zaman kesinlikle o kasedi almalıydım. neyse. içinden taa bugünlere kalan bambaşka bir harikulade çıktı. "yine mi çiçek".
bir daha kim "haber etsek o yare, gelse Bomonti'den. Şereflendirse bizi olsak teyyare" diyerek, ılık bahar rüzgarında mis kokulu bir özlemi anlatacak? o rakı kadehi, hele de bu şarkıyla titremeden elde nasıl tutulacak? acıya bir daha kim onun kadar şefkatle yaklaşacak?
yine güzelsin yine çiçek. Seninle şereflendim ya, hamdolsun.

Hiç yorum yok: