20 Şubat 2010 Cumartesi

Way to Fall*


"Ana babalar evladlarından kendilerine benzeyen biri yapmak isterler. Evladlarını onların düşünme gücünü ve zamanını gaspeden uğraşlara alıştırırlar, meslekler vs. Evladlarını onun için araçları sağlaması amacıyla tekrar çok büyük bir güç ayırmak zorunda kalacakları pahalı bir yaşama tarzında eğitirler. Evladlarını düşünmeyi zevksiz renksiz gösteren ve düşünürlerinin ve eserlerinin mevcudiyeti karşısında nahoş ruh haline yönelten zevklere alıştırırlar. Cinsel güdü onu bir kadınla birleşmeye tahrik etmelidir ve bundan sonra çocukları için yaşamaya sevketmelidir-kendi kendisi için yaşamaması istenir."
Nietzche-Aforizmalar

Ergenliğini odasında kapanmadan geçiren bütün arkadaşlarımla, bir zaman sonra paylaşacak pek de bir şeyim olmadığını farkettim. Kişinin birey olmaya ilk adım attığı o dönemler sadece kendini ve cinselliğini keşfettiği dönemler değil, aynı zamanda hayatı, varoluşunu, toplumu, ahlakı sorguladığı dönemlerdir, ve bu arayışa düşen herkes bir şeylerden illaki suni teneffüs alır. Kolay olan yol, ki istisnaları da mevcut, bedenine orantılı bir ruh haline bürünmektir. İnsan ruhunun büyürken acı çekmemesi mümkün mü? Bence değil, ama bu acıyı tatmayanlar da var. Ve onlar fazlalıklarını zamanında törpülemediklerinden, çıkıntılarımızla birbirimizi itiyoruz. Bazı sabahlar uyandığımda onlardan biri olabilmeyi ne kadar istediğimi hissediyorum. Ama yağmurlu bir günde yolda yürürken, saçak altlarındaki çaresizliklerini görünce şükrediyorum. Buna yaradılış denemez, hayır! Bu olsa olsa "anne eteği altında geçmiş bir çocukluk"un uyuşukluğudur.
Ama yine de...böyle de olmuyor işte. Farkındalık, eksikliği de peşinde getiriyor. Zor.
*Dinle_Starsailor/Way to Fall

Hiç yorum yok: