2 Haziran 2010 Çarşamba

Cobweb


40 yıl düşünmedim hayır. Ama düşünseydim yine de aklıma gelmezdi: bir gün, duvara fırlattığım cam kütlesinden kendimi nasıl koruyacağımı öğreneceğim, etrafı temizlerken o cam kırıntılarının nerelerde saklandığını bileceğim. Tecrübe dediğin, kabuk tutmuş bir yaradır arkadaş. O yarayı gördükçe neyi sakınacağını hatırlasın. Unutma lüksünü yırta yırta alır elinden. Bu sabah uyandığımda ayaklarım kesilmiş olmayacak. Bir daha bu hiç yaşanmayacak. Bu da bambaşka bir acı.
Dilimden düşmeyen: Fatih Erdemci-Ben ölmeden önce

5 yorum:

selçuk dedi ki...

bir şeyler yazmak istedim ama olmadı,o sırada bak ne çalmaya başladı...

kesmeşeker,tek kişiyim ben hala...

Duysev dedi ki...

daha önce dinlememiştim, cidden cuk dedi:)

selçuk dedi ki...

ben yazdıklarını okurken uzun zamandır dinlemediğim bir listeyi attım,benim için de öyle oldu.:)

Adsız dedi ki...

Sesinde
ne var biliyor musun?
Söyleyemediğin sözcükler var...

...Cemal Süreya

düdü dedi ki...

o ayaklardan akan kan değil.sadece rengi kırmızı,o renk seni ayağının kesilmiş olduğuna inandıran.yine o acı bi dahaöyle uyanmayacak olacapının ferahlığı.bi daha olur mu?sanma bence sanmamalısın